Əvəz Zeynallı Türkiyə mətbuatına yazdı

əvəz1Türkiye’den sonra sıra Azerbaycan’a da gelecek

Türkiye ve Türk Milleti tarihinin hiçbir zamanında dikta rejimine boyun eğmemiştir. Zaman zaman onu yolundan çıkarmaya çalışanları da nasıl tokatladığını tarih bin kere yazıyor. Haziran 7’de de öyle olacağını düşünüyorum.


Önce özgür basın, önce özgür vatandaş ve konuşan memleket

Türkiye 7 Hazirandan zaferle çıkmalı, bu takım gitmeli…
Durum korku saçıyor. Gerçekten mi bu, Türkiye’dir?
Biz zaman zaman ümitlerimizi bağladığımız, sıkıştığımızda onu beklediğimiz “Anavatan”neden bu hale geldi?
İmdi Azerbaycan’dan, onun katılaşmış ve Orta Çağın gerici zihniyetine benzer sisteminden mi esinlendi koca Atatürk’ün Cumhuriyeti?
Anlamakta zorluk çekiyorum.
Bizim necat beklediğimiz Türkiye, bizim idarecilerin yaptıkları yanlışlıkları üst üste yapmakta ve tekrarlamaktadır.

                               *   *   *

Ama böyle olmamalıydı…

Her şey özgür basına baskıdan başladı.
Zamanın Haydar Aliyev’i şunu Azerbaycan’da uygulamadan geçirdi.
1998 yılından itibaren bütün Azerbaycan basınına para keseleri akmaya başladı.
O zaman petrolden gelen para da yoktu.
Yoktu, amma Haydar Aliyev toplumu ve bağımsız Azerbaycan’ı dize getirmek için yolun Azerbaycan özgür basınını susturmaktan, bu yolla da toplumu sindirmekten geçtiğini biliyordu.
Halk genç idi. Onun azatlık mücadelesinin önünde olanlar da genç ve deneyimsizdiler. Onunla yapamazdık ve yapamadık.
Kocaman SSCB’nin yöneticilerinden birinin ustaca entrikalarına yenildik ve azar azar bağımsız ve özgür söz, sonra da toplum elden gitti.
1998’lerden başlayan bu menhus gidişat, hiç durmadı.
                               *   *   *

Azerbaycan basını parayla satın alındı. Susturuldu.

Direnenleri öldürdüler veya hapse attılar.
Direniş kırıldı, ümitler öldü, halkın itibar ettiği yazarlar, inandığı kalemler bir çırpıda cephenin (sengerin) öte yanına, iktidarın saflarına geçtiler.
Bütün bu zamanlarda biz Türkiye’den çare beklerken, Türkiye yönetim tarzı olarak hızla bize benzemeye başladı.
Önce, ana vatan bildiğimiz Türkiye’ye beslenen ümitler kırıldı.
Türkiye Azerbaycan’la hiç, ama hiç ilgilenmedi.
Bakü’de İran, Avrupa, ABD, Rusya, hatta Suudi Arabistan, hatta Ürdün bile cirit attı, ne yazık ki, Türkiye kulaktan dolma haberlerden öteye geçmedi ve hiçbir şeyi umursamadı.
Hapislerden Avrupa’ya, ABD’ye yüz tuttuk.
Bizler Batı’nın ne gariptir ki mücadele ettiğimiz kurum ve kuruluşlarının savunmasına muhtaç kaldık.
Yalnız hissettik kendimizi, unutulduğumuzu düşündük…
Bizim devlet büyüklerimiz zaman zaman Türkiye ile Azerbaycan’ı “bir milletin iki devleti”olarak nitelendirmişlerdir (Ki bu tarihi deyim de rahmetli Ebulfez Elçibey’e aittir).
Doğru, ama keşke diktatörlük anlamında da olmasaydı.
Şimdi Türkiye birçok alanlarda Azerbaycan’a yaklaşıyor.

                               *   *   *

Basın satın alınıyor. 
TV’ler, özellikle canlı yayınlar kısıtlanıyor.
Satın alamadıklarının paralarını kesiyor, yapamadıklarını susturuyor, hapsediyorlar.

Sivil Toplum Kuruluşlarında da durum aynen Azerbaycan’da olduğu gibidir.
Azerbaycan’da özgürlük adına çalışan, mücadele eden herkes hapistedir.
Belki de bunu normal karşılamak mümkündür zira biz zaten hiç bir zaman – çok kısa zaman dilimlerini hesaba katmazsak – demokraside yaşamadık ki. Ama Türkiye’de durumun“Azerbaycan’ın seviyesine” kadar inmesi düşündürücü ve korkutucudur.
Önce bağımsız basını susturuyor, sonra Sivil Toplum Kuruluşlarını kapatıyor, onların para kaynaklarını kesiyorlar. Azerbaycan TV’leri milletin değil, burada “canlı yayın” anlayışı yok. Şükür ki Türkiye’de hiç olmazsa, halen canlı yayınlar kalmaktadır, ama gidişat onu da kaldıracak gibi.
“Olmaz” demeyelim. Oluyor. Diktatörlüklerde oluyor, bizimkiler de milli birer diktatör.
Toplumun oksijenini kesmek, sonra onu bitirmek, devletleri parçalamak planları yapılıyor. Batı bizde gerçek demokrasinin olmasından yana değil. Olsalardı, basının susturulmasına, Sivil Toplum Kuruluşlarının kapatılmasına tepki verirlerdi. Hedef bir milletin devletlerinin yıkılması, ortadan kaldırılmasıdır. Bunu da kendi devlet adamlarımız yapıyor. Azerbaycan’da durumu ihtiva eden atasözü de var – “Sapı kendimizden olan balta”lar…
Türkiye ve Türk Milleti tarihinin hiçbir zamanında dikta rejimine boyun eğmemiştir. Zaman zaman onu yolundan çıkarmaya çalışanları da nasıl tokatladığını tarih bin kere yazıyor.Haziran 7’de de öyle olacağını düşünüyorum.
Bu seçimde bu takım Türkiye’nin başından gitmeli ve Türkiye rahatlamalı.
Türkiye rahat olsun da, sıra Azerbaycan’a da gelecek…

Əlaqəli məqalələr

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir

Back to top button