Zavallı garson kızda özgürlük arıyordu…


PROF DR.YAHYA TAŞDELEN

ANKARA

Kendisine sordum, senin derdin nedir? Dedi ki, özgürlük arıyorum. Halbuki rejimle ve demokrasile bir derdi  davası olmadığını anlattı. O sanki bir sosyoloğ, bir felsefeci gibi konuşuyordu. Bana insanların hür doğüp, hür yaşamak hakları olduğunu, okuduğu kitaplardan ve çektiyi sıkıntılardan ve evde gördüyü şiddet ve cefadan dolayı özgürlüyü anlatmaya çalışıyordu. 
Hocam diyordu “siz hep Azerbaycan devletinin demokrasi katili olduğunu anlatıyor ve yazıyorsunuz. Evdeki zülümde, devlette olmıyan anti demokratik siyaset deyilmi? Bu ülkede ve evde demokrasi olsa, benim gibi yüksek tahsil yapmış genç bir kadın buralarda gecenin geç saatlarına kadar garsonluk yaparmı? İki sekkiz yaşındakı çocuğum evde, benden akşam ekmeyi, sabah sütü beklemektedirler. Kocamı, bu rezil hükümet iftira ile -şerliyerek-hapise attı. Derdimi türk adaletine anlatamıyorum. Onun için diyorum ki, eger Allah varsa, bu demokrasi ve adalet ekmeyinden bir balaca da bize verir. Devlette adalet yoksa da, evlerimizde de adalet yoktur. Ben niçin bu genç yaşımda buralarda garsonluk-hizmetçilik yapıyorum?”-sözünü şöyle tamamladı: “Hocam, beni Azerbaycana göndere bilirmisiniz?”
Hayretler içerisinde, içimden gülmeye başladım. Bu zavallı garson kadın bilmiyordu ki, Azerbaycanda demokrasiyi arıyanları zindanlara atıyorlar. Yedi sülalesini sefaletin kucağında süründürüyorlar. Burada türk edebiyatının hiciv şairi olarak bilinen Şair Eşrefin bir hicvi aklıma geldi, devri istıbdatta söylemek-konuşmak-memnu ıdı, söyler isen ağlatırlar anneni , şimdi devri hürriyetteyiz önce söyletirler, sonra meletirler…
21 İyun 2014

Əlaqəli məqalələr

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir

Bunu da oxuyun
Close
Back to top button