FIRTINALAR ÜLKESİ AZERBAYCAN….

Prof.Dr.Yahya Taşdelen

ANKARA

Tabiyatın en korkunç hadiselerinden biri olan fırtınalar, toplum hayatında olduğu gibi, ferdi-kişisel hayatımızında, tedavisi çetin problemleri arasında bulunmaktadır… Devletteki fırtına bunlar arasında en korkunç olanı ve tahribatı sonsuza kadar devam edenidir. Rejimde fırtına, bizim ülkemizde ne ar bırakmış, ne de namus.

Bu ideolojik ahlaksız fırtına, ülkeyi depreme götürmüş ve hazindir ki halkımız, hayatından uçup giden hürriyetin hangi zindanda gömülüm olduğunu dahi bilemiyecek derecede cehalete sürüklenmiştir. Günlük yaşantımız, bu alkolik ve narkotik fırtında çaresizliyi ancak yabancı ölkelere kaçarak, oralarda köle olmayı bile artık kabul etmiş bulunmaktadır…

Siyasi fırtınanın çaresizliyi, cumhuriyeti ve devleti, dünyada rezil etmiştir. Bu kahrolası siyasal fırtınaya ancak, muhalefet karşı koymaya çalışıyor ise de, onun da sosyal varlığına ipotek el konulmuştur. Öncüleri, liderleri, aktivistleri zindanlarda niçin çürütüldüklerinin farkında olmadan, Viktor Hugonun sefillerini tıraji-komik bir şekilde sahnelemektedirler. Bizde ki bu siyasal fırtına, dünya matbuat aleminde ve insan hakk ve hürriyetlerini mudafaa edenlere çaresizliyin neler olduğunu ortaya koymaktadır. Zaman-zaman, siyasal fırtınayı dünyaya rezil eden kahraman vatandaşlarımız, her türlü insanlık dışı bu zülme karşı savaş vermektede başarılı olmaktadırlar. Bir kaç gün önce, bizi gazete “Xural”da genç bir kızımız Gülbeniz Bayramova inadına rejimin korkunç zülmüne karşı, siyasal rezil fırtınayı, bayrağsarılarak protesto ederek tuş etmişti. Bu siyasal fırtınanın uyutucu ve narkoza sokucu gücü, halkımızı müzmin-kıronik alkolik yaptığı gibi, ailevi geçimsizlikleri yara haline getirmiştiir. Halk, zindanı normal hayata tercih etmeye başlamıştır.

Son söz: Bu dünya etme-eyleme dünyasıdır. Bu gün bana, yarın sanadır…