BÜYÜKLERİ ZİYARET İBADETTİR

Pr.Dr.Yahya Taşdelen

ANKARA

Esasında, ziyaret kutsal bir özelliktir… Hastahaneleri ziyaret, hastalarla yakından ilgilenmek ve onlarla beraber dertlerini ve ızdıraplarına ortak olmak, insani görevlerimizin başında gelmektedir… Hapishaneleri ziyaret ise, ayrı bir özellik taşımaktadır ve manevi armağanların en büyüyüdür. Ben buraları sıksık ziyaret ederek yüksek seviyyede sevap kazanırım. Yaşadığımız hayatın önemini daha çok anlıya bilmek için bu bir vesiledir. Büyüklerimizi, atalarımızı, ağsakkallarımızı ziyaret, güzelliyin ayrı bir panaromik güzelliyidir. Ziyaretlerde siyasi ve içtimai farklılıkları aramak, en büyük yanlışlıktır. Yani yakın bir akrabanızla siyasi felsefe farklılığınız var ise, onu hastahanede, bayramlarda ve sıkıntılı günlerinde aramamak bizi küçültür ve de toplumlardaki pozitif yerimizi kaybetmemize çirkin bir şekilde sebep olur. Böyükleri ziyaret ve küçükleri korumak, onlara ahlaki yön vermek, dünyanın en şahane nemetleri ve güzellikleri arasında bulunmaktadır. Vay efendim, bu adam bana kötülük yaptı, siyaseten bana zülmetti, onu kattiyyen aramam ve asla sayğı göstermem demek, insani varlığımızı bir anda yok eder, silip götürür. Kindarlık, felaketin taa kendisidir. Hayatımız zaten pamuk ipliyine bağlıdır, onu zehir etmeye hiçte hakkımız yoktur. sevdiyimiz insanların kara toprağa verilişini seyrettiyimiz, bizlere daima büyük ders olmaktadır. Bu ölümlü dünyada büyüklere, hastlara, sahipsizlere, fakire-fukaraya sahip çıkmıyacaksak yaşamanın hiç bir tadı ve mutluluğu olamaz.. 2015 yılı bütün ağırlığı ve zülmetile üzerimize çöktü. Adeta toplulumumuzu nakoza soktu ve hayat pahalığı yağmur gibi tepemizden aşağı, deryada çırpınır hale getirdi. Vahşi kapitalizm ve materyalizm, insanlarımızın hayatını bir anda depreme uğrattı… Ben komminist deyilim, böyle bir yaşam tarzınında şiddetle alehindeyim. Yine de, Parisi, Nyu-Yorkun, İstanbulun ve Bakunun metrolarında açlığa mahkum insanlara ve de, hatta sokak fahişelerinin kendilerini pazarladıklarını görmekteyiz. Büyüklerden başladık nereye geldik. Dert bir deyil ki…

18 Yanvar 2015

Əlaqəli məqalələr

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir

Bunu da oxuyun
Close
Back to top button