Pişkinlik!
Cahit Kılıç
(Maksim Gorki’ye mektuplar silsilesinden…)
Privet, Alyoşa!
Davno ne perepisıvalis!
Amma dünya aynı dünya, insanoğlu aynı insanoğlu…
Sovsem nichego ne izmenilos’!
“Çiğ idük biştik elhamdülillah” diyerek öze dönenlerin sayısı gittikçe azalırken; pişmiş kelle gibi sırıtarak, pişkinliğe kırk takla attıranların sayısı ise her gün biraz daha artıyor!
Dün gece Fransa’da terör can aldı, oluk oluk kan döktü…
“Artık terörizmle mücadele konusunda sözün bittiği yerde olduğumuzu hatırlatmak istiyorum. Türkiye olarak terörizm konusunda ilkeli tavrımızı bundan sonra da aynı şekilde devam ettireceğiz. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Benim teröristim iyi, seninki kötü mantığını artık bir kenara bırakıp ayaklar altına almamız gerekir” 
Suriye ile olan 900 km’lik sınırımızı yolgeçen hanı yapıp komşu ülkeye on binlerce tekfirci teröristi dolduran, ellerine silah veren, yaralıları özel hastanelerimizde tedavi ettiren, TIR’lar dolusu ağır silah ve mühimmat gönderen adam söylüyor bunları!
Bu nasıl bir pişkinliktir böyle, Alyoşa?
Bu nasıl bir hâyâsızlıktır böyle, Alyoşa?
***
Batı ikiyüzlü…
Terör bumerang…
Ponimaesh, Alyoşa?
Terör, bizim on binlerce canımızı aldı.
Bir zamanlar ikiyüzlü Batı, yüzümüze dost görünürken alttan alta terörü destekliyor, finansman ve silah sağlıyordu…
Ne zaman yüzlerine vursak; pişkin pişkin sırıtıyorlardı…
Zaman geçti, devran döndü ve bu pişkinlik bize de sirayet etti…
Suriye’de “zalim Esed’i” deviremedik ama dolaylı yoldan dirseğimize kadar kana bulaştık!
Bunu yüzümüze vuranlara da bu sefer biz pişkin pişkin sırıttık!
İnkâr ettik…
Yetmedi, bu alçakça bir iftiradır diye gürledik…
Zeytinyağı gibi üste çıkıp: “Sizler zalim Esed’çisiniz” diye hücuma geçtik…
Kstati, “zalim Esed” eski kankamız “Kardeşim Esad” idi…
Ponyal, Alyoşa?
***
Ve geldik bumeranga…
Önce Cilvegözü ve Reyhanlı’yı patlattılar…
Pişkin pişkin Esad’ın üzerine atıp mezhepçilik yaptık…
Sonra Suruç, Diyarbakır ve Ankara’da yüzlerce canımız gitti…
“Şahsımı sorumlu tutmak alçaklıktır…” falan, filan, feşmekân…
İstediğin kadar bağır.
Ahali biliyor kimin ellerinden kan damlıyor…
***
Bumeranga devam…
Rüzgâr eken Batı, fırtına biçiyor artık…
Çapsız ya da ahlâksız devlet yöneticilerin yaptıklarının bedelini bigünah Paris halkı ödüyor!
Vse ravno… Bez sleda stesneniya…
***
Vot tak, Alyoşa!
Vremena izmenilis’, no chelovek kak chelovek!..
Kstati, kak nash Tsiganok tam?
Gözlerinden öperim.
Hayâli çocukluk arkadaşın Cahit.
