Aşura’ya Girerken

Cahit Kılıç

cahitkilic@haberx.com

Vesayetleri yıkan Türkiye, kimi yanlış yargılarını ve yanlış algılamalarını da yıkıyor birer ikişer…

Aşura denilince bütün bilgisi “aşure aşı” pişirmekten ibaret olan bilgili ve de bilinçli halkımıza ve aslında onları yüz yıllardır şartlandıran sözde din bilginlerine ve de “Şiîler Aşure Günü’ünü kutluyor!” diye TV haberleri yapan ve hatta “Şiîler Kerbela’ya hacca gidiyorlar ve Hz. Hüseyn’in ölüm yıl dönümünü kutluyorlar!” diyecek kadar körkütük câhil habercilerimize ve birtakım mongol-entel medyamıza rağmen, bu yıl Aşura Günü’nde Diyanet İşleri Başkanlığınca ilk defa Ankara Hacı Bayram-ı Veli Camiî Şerifinde Hz. Hüseyn’i anma merasimi yapılacak…

Bir Sünnî camiînde… Sünnî Diyanet İşleri Başkanlığınca…

İster devr-i Osmanlı’da, ister devr-i Cumhuriyet’te:Bir ilktir bu!

***

Haydin bakalım, hiç utanacak yüzünüz yoksa, suratınız hiç kızarmayacaksa; Recep Tayyip Erdoğan’a küfretmeye devam edin siz. Siz, sizin kim olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Sözüm adrese teslimdir!

***

Hiiiç sağa sola bakıp mazeret uydurmaya kalkmayın. Demokrasidir bugün bunu sağlayan. Her türlü vesayetten, kişilerin ve zümrelerin baskısından arınmış, toplumun bütün katmanlarına, etnik ve kültürel yapılarına değer veren, saygı gösteren bir yönetim biçiminin eseridir bu!..

El atıp omuz verenler sağolsun… Köstek olanlar utansın!

Daha topaldır demokrasimiz; tam manasıyla işlememektedir ama aldığımız mesafe de asla küçümsenemeyecek boyuttadır. Bugün, buna şükrederken; demokrasimizi çok daha ileriye götürmek, insan hak ve hürriyetlerini doruğa çıkarmak da toplum olarak hepimizin görevi, hepimizin boynunun borcudur…

***

Despotların, tiranların, kanla beslenen insanlık düşmanlarının birer ikişer devrildiği bir süreci yaşıyor dünyamız…

Hüseynî dâvânın bayrağı birer birer göndere çekilirken, Yezidî zihniyetin kaleleri de yavaş yavaş da olsa yıkılıp gidiyor…

İnsan hak ve hürriyetlerini boğan, inanç ve ibadet hürriyetine kelepçe vuran, özgür düşünceyi zindanlarda çürüten, kendinden olanları ihya eden; olmayanların malına, mülküne, ırzına, namusuna göz diken despotların bir kısmı yerlerde süründürüldü, bir kısmı da akıttığı kanın içinde boğulmak üzeredir…

Bütün bunlara rağmen; aslında daha yeni başladı özgürlük savaşı. İnsanlığın hak ve adalet yolunda verdiği bu savaş, Evez Zeynallı’nın da dediği gibi: “Tanrı’nın, alçaklara karşı insanlığa yüklediği hak ve adalet anlayışının gereğidir! Tanrı’nın savaşı mübarek olsun!”

***

Bugünün İslâm coğrafyasında hüküm süren Yezidî hâkimiyetlerin de mutlaka sonu gelecektir.

Yüzlerce aile mensubuyla devlet yönetimini ellerinde tutanların, kendi istikbâllerini garantiye alabilmek için milyarlarca dolarlık servetlerini Batılı emperyalistlerin emrine verenlerin, İslâm topraklarındaki yer altı kaynaklarının bütün gelirlerini egemen güçlere peşkeş çekenlerin ve parıltılı hayatlarından ayakları yere basmayanların da vakitleri daraldı!

Bir taraftan İslâmî kuralları uyguluyor iddiasında iken, 30 milyondan fazla Türk nüfusun dilini ve kültürünü dârağacına asanların, kendilerinden olmayanlara Farsî faşizmi dayatanların da akibetleri pek parlak değildir…

Halkı fakirlikle boğuşurken beytül malı yağmalayanların, devlet bütçesinin üç katı büyüklükte holdingler kuranların, “azad sözü” zindanlara dolduranların, reşit dahi olmayan çocukların cebine uyuşturucu atıp susturacak kadar alçalanların da miadı dolmak üzeredir…

Hiç merak etmeyiniz, su akıp kendi mecraını mutlaka bulacaktır.

Ayrıca:

Azad sözü arkadan bıçaklattıranların, bir cübbe bir sarık giyip cinayeti alkışlayanaların da Hakk katında hesapları ağır olacaktır. Bunun en utanç verici tarafı ise; bu tiksindirici alkışların, Hüseynî nidâların yükseldiği topraklardan zuhur etmesidir…

Elbette ki en büyük ve en doğru olan, Allah’ın adaletidir!

Allah’ın adaletine sığınıyorum!..

http://www.haberx.com/asuraya_girerken(19,w,10340,127).aspx

Əlaqəli məqalələr

Bir cavab yazın

Sizin e-poçt ünvanınız dərc edilməyəcəkdir. Gərəkli sahələr * ilə işarələnmişdir

Bunu da oxuyun
Close
Back to top button